Drum en Showfanfare Mr H.M. van der Zandt, 2008, 2’40” Witte van Hulzen

Witte van Hulzen video çalışmalarının yanısıra, çizim, fotoğraf ve Sander Breure ile işbirliği yaparak performanslar düzenlemektedir. Bir çok medyumu kullanan Hulzen’in sanatsal pratiği sahneleme, belgeleme ve performativite kavramları üzerine yoğunlaşır.
Drum en Showfanfare Mr H.M. van der Zandt isimli çalışma aynı isimli orkestranın bir prova sırasında belgelenmesinden oluşmaktadır. Çalışma orkestrayı bir grup halinde ele almaktansa üyelerine tek tek odaklanmayı tercih eder. Kamera bir bireyden diğerine geçerken bir süre o kişide asılı kalır. Bu duraksama, kameranın yöneldiği kişinin diğer orkestra üyeleri, kondüktor ve provası yapılmakta olan eser ile ilişkisini ürettiği mimikler ve hareketleri biriktirir.
Hulzen’in bir diğer seçimi de, bir amaç için oluşmuş sosyal birlikteligi, bir orkestrayı, çalışma ortamının belirsizliğinde, kişileri toplumsal ilişkilerinden ve içinde bulundukları mekandan ayırarak, bir anlamda salt kişiye odaklanarak üretmektir. Bu üretim, kişinin diğerleri ile olan ilişkilendirmesini adres göstermeden ve ses kaydı yapmadan gerçeklesir. Böylelikle, Hulzen izleyiciyi orkestra üyelerinin sürekli dönüşmekte olan halleri ile başbaşa bırakır. Dönüşümün sürekliliği, orkestranın bir eseri çalmaya hazırlanıyor oluşunda görünür kılınan basamaklarda saklıdır. Üyeler bir yandan notaları çalışırken, diğer yandan kondüktöre kulak verir, bir yandan provanın uzayan sürecinden sıkılırken ve bedensel olarak rahatsızlıklarını yüzlerine, oturuşlarına ve mimiklerine yansıtırken, diğer yandan birbirleri ile göz temasını koruyup çeşitli yüz ifadeleri ile birlikteliklerini ve oradalıklarını tasdiklemektedirler. Bu gelgit, kişinin içinde bulunduğu konumu ve kendiliğinin, kendindeliğinin nasıllığı ile şekillenmektedir. Bir nevi, belirlenmiş ve tanımlanmış bir edim öncesi (müzik eserinin icra edilmesi) gerçeklesen bir dizi doğrudan ve dolaylı olarak üretilen edimler gözler önüne serilir.
Kişi sürekli bir değişim, dönüşüm halindedir ve bu dönüşüm icinde bulunduğu ortam ve koşullar üzerinden şekillenmektedir. Dikkatini verme, odaklanma, anlama, sıkılma, bunalma, terk etmeyi isteme, ilginin dağılması gibi konumlar kişinin üretim süreci içerisinde ziyaret ettigi bazı basamaklar olsa da, kişiler bu basamaklarda kendilerini gerçekleştirmektedirler. Bilinçli ya da bilinçsiz olarak üretilen yüz ifadeleri, duruşlar kişinin edimsel olanla arasındaki ilişkiyi ortaya koyar.
Ses telleri alınmış bir prova izlemekteyizdir. Bir yandan orkestra üyelerinin enstrümanları, kondüktor, diğer grup üyeleri ve kamera ile olan ilişkilerini gözlemlerken diğer yandan bireylerin gelgitlerine odaklanan kamerayı gözümüz adlederiz. Kameranın belgeliyor oluşunun etkisi bazı orkestra üyelerinde rahatsızlığa ve yabancılaşmaya yol açarken, diğer üyeler için herhangi bir nesne oluşu, izleyicinin kendini konumlamasını zorlaştırır.
Sanki orkestra kameranın onları terk etmesini beklemektedir, böylelikle bir varoluştan diğerine geçebilecek, görselliklerini bırakıp başka bir birliktelik ve ben üretebileceklerdir.